Berfin Aydemir
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Blog
    • Sanat
    • Sağlık
    • Sanat
    • Spor
    • Seyahat
    • Kişisel
    • Teknoloji / Bilim
      • Yazılım
  • Bülten
  • İletişim
Kategori

Sanat

BlogSanat

Yürümek Üzerine

by yonetim 26/05/2025

Bazen içimden sadece yürümek gelir. Hiçbir sebep yokken bile… Sanki yürürsem her şey geçecekmiş gibi. Ayaklarımda bir ağırlık değil, bir umut taşırım o anlarda. Yürürken ise esen bir rüzgâr olsun isterim. Saçlarımın arasından geçsin, tenime değsin, yüzümü okşasın. Parmaklarımın arasında dolaşsın. Ne yağmur, ne kar, ne de güneşli hava fark eder o anlarda. Sadece yürümek arzusu yeterlidir belki de…

Her yürüyüşümde aklıma Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanındaki Raif Efendi gelir. Defalarca okuduğum o kitapta, hüznün verdiği ağırlığı kaldıramayıp kışın ayazında, yağan karın içinde saatlerce yürümesini hatırlarım. En çok da yürürken ceketinin önünü açarak, temkinli ama inatçı adımlarla ilerlemesini… Soğuk ve ayazlı havada bedenini savunmasız bırakarak yürümek. Belki de hüznün içinde yaktığı ateşin sıcaklığından, soğukla sönmesini bekliyordu. Ve belki ben de aynı şeyi yapıyorumdur farkında olmadan.

Yürümek, her haliyle bana iyi gelir. Her ne kadar ruhum romantizmin gölgesinde hep biraz hüzünle yürümeye alışsa da, bu eylem bir tür içsel arınma gibidir. Sessiz bir terapi. Yürümek, duygularımızı eyleme döken zarif bir geçiştir aslında. Bir tür rahatlama. Ve evet, hareket etmek iyidir. Bedenin değil sadece, zihnin de ilacı olur. Depresyonu azaltır, kalbi hafifletir.

Ama sevgili Raif Efendi için işler böyle gitmedi. Onun yürüyüşleri iyileştirmedi, yalnızca derinleştirdi. Sevgili Maria Puder’ine kavuşamamanın verdiği acı, onu sessizce tüketti. Ne hüzünlü ama ne tanıdık bir sızı… Belki bu yüzden kendimi hep onunla yan yana yürürken hayal ederim. Oysa sadece bir roman karakteri. Ama bazı karakterler vardır ki, bir kitaptan fazlasına dönüşür. İçimizde yaşar, bizimle yürürler.

Yürümek… Belki de kendimi iyileştirme biçimlerinden biridir. Belki de çoktan eklemişimdir onu o listeye, fark etmeden. Kim bilir… Ama her adımda, rüzgârda, o tanıdık yalnızlıkta; kendime bir adım daha yaklaşırım sanki. Ve bu bile yeterlidir.

Sevgiyle…
—Berfin 🌿

26/05/2025 0 Yorum
0 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogSanat

Simurg: Küllerimden Doğduğum Yer

by yonetim 25/05/2025

Dövme Değil, Ruhumun Haritası

Uzun zamandır dövme yaptırmak istiyordum ama bedenimde taşıyacağım ve benimle olacak bu dövmenin benden bir parça taşımasını istiyordum.
Öyle anlamlı olmalıydı ki, her gördüğümde neden yaptırdığımı hatırlamak istiyordum.
Bu dövmelerimden bir tanesi şu oldu: Simurg kuşu.

Simurg Kimdir?

Efsaneden Gerçeğe Uyanış

Simurg’u ilk duyduğumda, kulağa sadece mitolojik bir kuş gibi gelmişti. Ama derinlere indikçe onun sadece bir kuş değil, aslında kendini arayan herkesin simgesi olduğunu gördüm.
Ve anladım ki; Simurg olmak, yanmak ve yeniden doğmaktır.

Efsaneye göre Simurg, Kaf Dağı’nın tepesindeki Bilgelik Ağacı’nda yaşar. Orası öyle bir yerdir ki, sadece kalben arınanlar ulaşabilir. Çünkü Simurg dışarıda değil, içeridedir. Ama onu görebilmek için önce kendini bırakman gerekir.

Simurg’un Yolculuğu: Yedi Vadi ve İçsel Sınavlar

Simurg’u bulmak için yola çıkan kuşlar, yedi vadiden geçmek zorundadır. Bu vadiler, hayatın bize sunduğu içsel sınavları temsil eder:

  1. İstek Vadisi (Arzular): Ne istediğini bilmekle başlar.

  2. Aşk Vadisi: Sevgiyi koşulsuzca kabul etmekle devam eder.

  3. Bilgelik Vadisi (Marifet): Sezgilerle yol almayı öğrenirsin.

  4. Özgürlük Vadisi (İstiğna): Bağlarından kurtulman gerekir.

  5. Hayret Vadisi: Evren karşısında küçük ama sonsuz olduğunu fark edersin.

  6. Tevazu Vadisi (Fakr): Egoyu, kibiri, sahiplenmeyi geride bırakırsın.

  7. Yokluk Vadisi (Fenâ): “Ben” kalmaz, sadece “bir” olursun.

Bu yedi vadi, içimizdeki “ben”i çözmek için geçilen yollardır. Ve her vadide biraz daha bırakırız yüklerimizi… Sonunda ise sadece otuz kuş kalır. Simurg’un yuvasına vardıklarında ise bir ayna görürler.
Ve orada anlarlar ki:
Simurg onlarmış.

Simurg Olmak: Kendini Kaybetmek ve Yeniden Bulmak

Benim hayatımda da böyle bir süreç oldu.
Yandım.
Dağıldım.
Küllerimle baş başa kaldım.
Sonra içimde bir şey bana fısıldadı:
“Buradan da çıkarsın.”

Ve çıktım. Küllerimin içinden yeniden doğdum.
Artık sırtımda taşıdığım bu dövme sadece bir sanat değil.
Bir hatırlatıcı.
“Sen buraya kolay gelmedin” diyor bana.
“Sen daha önce de kalktın.”

Mevlânâ’nın Sözleri ve Simurg’un Yolu

Bu yolculuk bana hep Mevlânâ’nın o üç kelimelik derin sözünü hatırlatıyor:
“Hamdım, piştim, yandım.”

Çünkü Simurg olmak;
önce farkına varmamak (hamlık),
sonra gelişmek (pişmek),
sonunda ise kendini bırakıp yeniden doğmaktır (yanmak).
Tüm vadiler bu üç hâlin farklı tonları gibi…

Sen de İçindeki Simurg’u Arıyor Musun?

Belki sen de şu an bir vadidesin…
Kendini kaybettiğini sandığın bir dönemde…
Ama unutma: Simurg her zaman içindeydi.
Ve bir gün, yola çıkan herkes eninde sonunda kendine döner.

25/05/2025 0 Yorum
0 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogSanat

İkili İlişkilerde Hızlı Tüketim: Duyguların Korunması

by yonetim 15/07/2024

Bugüne kadar yazılarım, toplumu izleyerek elde ettiğim çıkarımlar ve yaşadığım deneyimlerden yola çıkarak oluştu. Yazma ihtiyacım, tıpkı su içmek gibi bir ihtiyaç ve aynı zamanda ardımda yönlendirici bir değer bırakma arzusundan kaynaklanıyor.

Son zamanlarda, özellikle ikili ilişkilerimde, hızlı tüketim anlayışının hakim olduğunu gözlemliyorum. Duygularımızın hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Örneğin, heyecanla verdiğimiz bir siparişimiz var ve uzun zamandır almak istediğimiz bir şey var. Satın aldığımızda, tıpkı bir köpeğe mama verildiğinde yaşanan heyecan gibi, mamayı kaba koyana kadar süren bu heyecan, elimize geçince bir anda sönüp gidiyor.

Günümüzde kapitalist sistemin ve teknolojinin hızla ilerlemesi, tüketim çılgınlığına yol açıyor. En tehlikelisi ise duyguların ikili ilişkilerde adeta fast food gibi hızla tüketilmesi maalesef. İnsanlar, ilişkilerinde derinlik yerine yüzeysel ve geçici tatmin arayışına giriyorlar. Bu da duygusal bağların zayıflamasına ve ilişkilerin kısa ömürlü olmasına neden oluyor.

Agah Aydın’ın bir videosunda dediği gibi “Tarihte en çok suçlanan iki şey vardır. Biri şeytan bir diğeri de kapitalist sistemdir” diye. Baktığınızda gerçekten de böyle bir durum söz konusu ancak ne şeytan sizi dürter ne de kapitalizm sana onu aldırır. Sen yapar, sen alırsın. İnsan suçlu hissetmemek veya rahatlamak için suçunu atacak birini arar sürekli.

İkili ilişkilere dönecek olursak eğer. Bu çağda insanlar, birbirlerini tanımak için çeşitli çabalar sarf ediyorlar, ancak tanıdıktan sonra bir süre sonra soğumamı deriz, tatmin duygusuyla şu anda popüler olan tabiriyle “Ghosting” yapıyorlar.

Eğer duygulara önem veren ve insani değerleri yüksek tutan biriyseniz, benim gibi bu durumların farkına varırsınız. Bu sebeple sürekli olarak kendinizi geliştirmeli, ruh sağlığı için çalışmalı ve dikkatli davranmalısınız. Zihin sağlığımız birçok şeyden daha değerli. Kendini geliştiren insanlar, bu tür durumlarla karşılaşma ihtimalini minimize ederler. Böylece az yara alarak bu süreçten çıkabilirler.

Ancak, duygular konusunda rastgele davranan ve ne yazık ki kendini henüz keşfetmemiş kişiler, ne yaptıklarını tam olarak bilmiyor olabilirler. Yaşı ne olursa olsun, günün sonunda hayatlarında anlam veremedikleri, kendilerinin de tarif edemediği bir eksiklik duygusuyla baş başa kalabilirler. Umarım ki bu kişiler ve bizler, hayat yolculuğumuzu tamamlarken aradıklarımızı bularak sonlandırırız. Köklenmeden, hayat ağacının manasını kaybetmeden veya bilmiyorsak öğrenerek sınavımızı veririz. Hepimizin mutlu olmaya ihtiyacı var. Ancak öncesinde ruh ve akıl sağlığımız için elimizden geleni yapmalıyız.

Günün sonunda ruha şifa niteliğinde olan “Bab’Aziz” filmini öneriyorum. Lütfen bu hızlı tüketim furyasına kapılmayın. Kendinizi sevin ve hayatınıza güzel bakın.

15/07/2024 0 Yorum
2 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogKişiselÖne ÇıkanlarSanatSosyal

Mihenk Taşı

by yonetim 01/05/2024
Mihenk Taşı

  Denek taşı olarak da bilinir. Altın ve gümüşün saflık derecelerinin belirlenmesinde kullanılan siyah renkli taş. Mihenk taşı gerçek anlamının yanında daha çok mecazi anlamıyla kullanılır ve bilinir.

  Zira ben daha çok hayatın içinden olan anlamıyla kullanıyorum, mihenk taşı bir insanın hayatında dönüm noktası olarak nitelendirilen bir olay ya da durumu ifade eder. Benzer şekilde, hayatta da bir insanın temelini oluşturan, onun hayat yolunda ilerlemesini sağlayan ve yaşamını şekillendiren önemli olaylar veya deneyimler mihenk taşı olarak adlandırılır.

  Her insanın yaşamında mihenk taşı olarak nitelendirilebilecek farklı olaylar ve deneyimler olabilir. Bunlar kişiden kişiye değişebilir, zira her insanın hayatı farklıdır.

  Bir açıdan da kişinin kendini keşfettiği, yeni hedefler belirlediği ve kişisel olarak geliştiği deneyimler de mihenk taşları arasında yer alır. Her insanın hayatındaki mihenk taşları farklı olsa da, bu deneyimler kişinin gelişimine katkıda bulunur ve onu daha iyi bir insan yapar. Hayatta karşılaşılan mihenk taşlarından ders almak, kendini yenilemek ve ilerlemek önemlidir. Ancak unutulmaması gereken nokta, her deneyimin insanın hayatını şekillendiren ve değerli kılan bir parçası olduğudur.

  Hayatımda Mihenk Taşı olarak baz aldığım, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun  “Üç Dil” şiirinde geçen bir mısra benim için çok kıymetlidir. Bu şiire ise yıllar önce değerli M. Serdar Kuzuloğlu ’nun bir videosunu izlerken denk gelerek etkisinde kalmıştım. Bu şiir;

Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun’

-Bedri Rahmi Eyüboğlu

  Jeolojik olarak pek kıymetli bir yerde olsakta son dizenin hakkı var doğrusu..
Resim: Bedri Rahmi Eyüboğlu.

01/05/2024 0 Yorum
63 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogKişiselÖne ÇıkanlarSanat

Sosyal Çürüme

by yonetim 01/05/2024

  Yakın zamanda toplumu sosyal medyadan, dışardan gözlemlediğimde edindiğim bir yandan can sıkan gözlemimi sizlerle paylaşmak isterim. Sosyal Çürüme;

  Terim olarak, bir toplumun temel değerlerinde, normlarında veya kurumlarında yaşanan bozulma ve zayıflamayı ifade eder. Bu durum, toplumsal bağların zayıflamasına, güven eksikliğine, ahlaki değer kayıplarına ve toplum içindeki çeşitli sorunların artmasına neden olabilir.

  Türkiye’de sosyal çürüme, ekonomik belirsizlikler, siyasi gerilimler ve toplumsal kutuplaşma gibi faktörlerle şekillenmektedir. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve gelir adaletsizliği toplumda endişe ve belirsizlik yaratmakta, bu da sosyal dokunun zayıflamasına yol açmaktadır. Ayrıca, siyasi kutuplaşma ve kamplaşma da toplumsal birliği zorlamakta, farklı gruplar arasındaki güveni sarsmaktadır.

  Bu zorlukları aşmak için, toplumsal uzlaşı, adil ekonomik politikalar ve şeffaf yönetim gibi çözüm odaklı adımların atılması önemlidir. Toplumun birlikte çalışarak ortak değerlere daha fazla vurgu yapması, sosyal çürümeyi azaltmada etkili bir strateji olabilir.

  Bu durum hasass ruhlar için psikolojik durumlar yaratmakla birlikte travmaları beraberinde getirebilir. Bunun için günümüzde kendimizi zihnen, ruhen çok iyi korumalıyız. Bunlardan bazısı; eğlendiğimiz bir aktivite veya psikolojik danışmanlık almak olabilir.

Resim: Edward Hooper – Nighthawks

01/05/2024 0 Yorum
16 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogKişiselSanat

Jane Eyre – Charlotte Bronte

by yonetim 01/05/2024

Victoria döneminde başarılı bir kadın yazar, Charlotte Bronte.

Bu dönemin en bilinir yanlarından biri toplumun erkek egemen, ataerkil bir düşünce anlayışının olmasıdır. Kadının bu toplumdaki yeri ise kısacası ev temizlemek, yemek yapmak ve görgü kurallarına uymaktı.

19.YY’ın İngiltersinde Charlotte Bronte, Anne ve Emily Bronte kız kardeşlerden 2’si yazar ve 1’i ünlü birer şairlerdi. İngiliz edebiyatının önemli eserlerinden biri de Emily Bronte’un Uğultulu Tepeler kitabıdır. Bununla birlikte Charlotte Bronte’un Jane Eyre’i, nazarımda bir baş yapıt olmakla birlikte dönemin gerici zihniyetine karşın çağdaş, gotik, sanatsever ve romantik bir eser. Betimlemeleri öyle güçlü ki doğayı tasvir eder iken Claude Monet’in resmi karşısında kendinizi bulabiliyorsunuz.

Bu eseri Herbert N.Gassion’un bir sözü ile belki anlatmaya çalışabilirim;
“İnsanların en büyük dostu, zorluklardır; çünkü onları karşılaştıkları bu zorluklar güçlendirir.”

#spoiler

Jane Eyre, bebek yaşta anne ve babasının ölmesi üzerine dayısı onu yanına alır ve kendi çocuklarından ayırmadan büyütür. Ancak dayısının da ölmesi ile ona yengesi Sarah Reed bakacaktır ki bu bakım çok zalimcedir. Bunun üzerine Jane, yatılı okula yollanır. Zorluklar ile büyüyen Jane yatılı okulunda da hayli zorluklarla karşılaşır ancak yılmaz bir öğretmen olur. Okuldan daha iyi bir yerde iş bulmak amacıyla Rochester malikanesinde küçük bir kız çocuğuna mürebbiyelik yapacaktır. Burada Edward Rochester’a aşık olur…

Bu 626 sayfalık kitabın kısacık bir özeti oldu diyebilirim. Hayatının çoğu kısmında özgür bir kadın olarak yaşam mücadelesi veren güçlü bir kadını anlatıyor bu kitap. Okudukça okuyasım geldi. Bir kitap ancak bu denli etkili olabilir. Jane Eyre, erkek egemen toplumda kadının tek başına ayakta kalabileceğini kanıtlamak için savaşan biridir. Güçlü kaleminize sağlık Miss Charlotte Bronte 🌿

#janeeyre

01/05/2024 0 Yorum
21 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail
BlogKişiselÖne ÇıkanlarSanat

Dört Anlaşma

by yonetim 30/04/2024

Yazmak, küçük yaşlarımdan itibaren severek yaptığım bir eylem benim için. Tüm günü teknoloji ile iç içe geçiren biri olarak yazarken kalem, defter kullanıyorum. Bununla beraber ara ara geri dönüp yazdıklarımı okurum hatırlamak ve unutmamak mahiyetinde. Notlarım arasında Don Miguel Ruiz’in “Dört Anlaşma” kitabının ana temasını da oluşturan 4 temel maddeyi sizinle paylaşmak isterim;

1. Kullandığın sözcükleri özenle seç
2. Hiçbir şeyi kişisel algılama
3. Varsayımda bulunma
4. Daima yapabildiğinin en iyisini yap

  Bu birbirinden ehemmiyeti olan maddeleri idrak edince olumlu ve etkili bir bakış açısı oluşturdu, benim de sizlere nacizane tavsiyemdir.

30/04/2024 0 Yorum
14 TwitterLinkedinWhatsappTelegramEmail

HAKKIMDA

HAKKIMDA

Software Developer / Business Development Ass. Specialist

Merhaba, ben Berfin. Bilgisayar Programcılığı mezunuyum ve yazılım dünyasına duyduğum merakla sürekli öğrenmeyi, keşfetmeyi hayatımın merkezine koydum. Kariyerimde yazılım geliştirme, ürün yönetimi ve iş geliştirme alanlarında aktif olarak yer aldım. Özellikle kullanıcı deneyimi, talep analizi ve pazar araştırması gibi alanlarda derinlemesine bilgi sahibiyim. Bunların yanı sıra, dijital alanda içerik üretiyorum. Hayatın içinden gelen ilhamları yazıya, görsele ya da başka bir dile dönüştürmeyi seviyorum. Aktif olarak fitness yapıyor, bedensel dönüşümün ruhsal güce nasıl yansıdığını birebir deneyimliyorum. Ayrıca gönüllülük çalışmalarına da zaman ayırıyor, topluma katkı sunmanın gücüne inanıyorum. Hayatı, hem yazılımın kodlarında hem ruhun satır aralarında keşfetmeyi seviyorum. 🌿

Son Gönderiler

  • Yürümek Üzerine
  • Simurg: Küllerimden Doğduğum Yer
  • Spor Estetik Bir Görüntü Yaratır, Ayrıca Zihni Sakinleştirir
  • Ruhun Olgunlaşma Serüveni: Tekamül
  • İkili İlişkilerde Hızlı Tüketim: Duyguların Korunması

Kategoriler

  • Blog
  • Kişisel
  • Öne Çıkanlar
  • Sağlık
  • Sanat
  • Sosyal
  • Spor

Sosyal Medya

Linkedin Instagram Twitter

Bülten

Yeni blog gönderileri, ipuçları ve yeni fotoğraflar için Bültenime abone olun. Güncel kalalım!

Son Gönderiler

  • Yürümek Üzerine

    26/05/2025
  • Simurg: Küllerimden Doğduğum Yer

    25/05/2025
  • Spor Estetik Bir Görüntü Yaratır, Ayrıca Zihni Sakinleştirir

    25/08/2024
  • Ruhun Olgunlaşma Serüveni: Tekamül

    21/08/2024
  • İkili İlişkilerde Hızlı Tüketim: Duyguların Korunması

    15/07/2024

Kategoriler

  • Blog (10)
  • Kişisel (6)
  • Öne Çıkanlar (5)
  • Sağlık (1)
  • Sanat (7)
  • Sosyal (1)
  • Spor (1)

Hakkımda

banner
Kişisel web sitemi kurma nedenim, deneyimlerimi paylaşmak, sektördeki diğer profesyonellerle etkileşimde bulunmak ve yeni fırsatlar keşfetmek için bir platform oluşturmaktır.

Popüler Paylaşımlar

  • 1

    Sosyal Çürüme

    01/05/2024
  • 2

    Mihenk Taşı

    01/05/2024
  • 3

    Jane Eyre – Charlotte Bronte

    01/05/2024

Bülten

Yeni blog gönderileri, ipuçları ve yeni fotoğraflar için Bültenime abone olun. Güncel kalalım!

  • Linkedin
  • Instagram
  • Twitter
  • Email

@2025 - Tüm Hakları Saklıdır. Berfin Aydemir


En Başa Dön
Berfin Aydemir
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Blog
    • Sanat
    • Sağlık
    • Sanat
    • Spor
    • Seyahat
    • Kişisel
    • Teknoloji / Bilim
      • Yazılım
  • Bülten
  • İletişim